Muz

muz

Muz
Muz (Musa), Güneydoğu Asya’nın tropikal bölgelerinde doğal olarak yetişen bir ağaçsı bitkiye ve bu bitkinin yeşil kabuklu (bazı türlerinde kırmızı veya pembe kabuklu) uzun meyvelerine denir. Türkiye’de daha çok Bozyazı ile Anamur arasında yetiştirilmektedir.

Dünya üzerinde meyvesi belki de en fazla tüketilen bitkilerden biridir. Muzun bu kadar aranmasının sebebi sadece kolay erişilebilen ve kolay tüketilebilen bir bitki olması değildir. Bu tüketimin ardında muzun çok besleyici bir besin kaynağı olması, birçok vitamin, protein, mineral ve aminoasiti içeriyor olması yatmaktadır. Batı Avrupa ülkelerinde sadece tadı ve kokusu için aranan bir meyve konumunda ise de üçüncü dünya ülkelerinde çok önemli bir besin maddesidir. Az gelişmiş ülkelerde çocuklar ihtiyaçları olan proteini muz yiyerek almaktadırlar. Faydaları şunlardır: Muz kemik gelişimini sağlar, sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır. Müzmin kabızlık çekenler fazla yememelidir. B1, B2, C, A ve E vitaminlerini içeren muz, potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot açısından da çok zengindir. Muzun kalori düzeyi çok yüksek olmasına karşılık hiç kolesterol içermemektedir. Kalp kaslarını geliştiren sodyum ve potasyum maddeleri içermektedir.

Potasyum terleme sebebiyle kapasitesini yitirmeye başlayan kasları canlandırır ve daha kolay hareket etmelerini sağlar. B1 vitamini sayesinde sinir dokularının normal çalışmasına da etki eder. İçerdiği iyot sayesinde de tiroid bezinin dengeli çalışmasına yardım eder.

Bunu da oku :  Çikolata Meyvesi

Muz bitkisi en büyük çiçekli otsul bitkidir. Bitkileri sıkça ağaçlarla karıştırılır ve 7.6 metreye kadar çıkabilirler. Yaprakları sarmal bir biçimde yer alır ve 2.7 metre uzunluğa, 60 cm genişliğe kadar büyüyebilir.

Etimoloji
Türkçede yer alan muz kelimesi kökensel olarak Farsça mūz (موز) sözcüğüne dayanır ve kelime Arapça aynı anlama gelen mawz sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen mōz veya mōc sözcüğünden alıntıdır. Orta Farsça sözcük Sanskritçe aynı anlama gelen moça (मोच) sözcüğünden alıntıdır.

Diğer pek çok dilde kullanılan “banana” sözcüğünün kökeni ise Batı Afrika’da konuşulan bir Nijer-Kongo dili olan Volofça kökenli “banaana” kelimesine dayanır.

Muzun Özellikleri
Muz, tropik ve subtropik bölgelerde yetişen veya yetiştirilen, ağaca benzeyen, 2-3 m boyunda, mor çiçekler açan, meyveleri lezzetli ve nişastaca zengin olan otsu bir bitkidir.. Muz meyveleri çekirdeksiz üzümde olduğu gibi dişi çiçeklerden döllenmeksizin meydana gelir. Meyveleri “hevenk” adını alan büyük salkımlar halindedir. Ağaçlarda bir hevenk üzerinde 50-100 kadar meyve bulunabilir.

Muzlar olgunlaşmadan koparılır. Böylece bir müddet saklanabilmesi mümkün olur. Muz ağaçları, tropikal bölgelerde serin ve rutubetli olan gölgeli yerleri severler. Muzun tropik bölgelerde yetiştirilen çeşitli türleri vardır. Muz bitkisi sömürgeleştirme döneminde önce deniz yoluyla Afrika’ ya oradan da İspanyol ve Portekizliler tarafından Kanarya Adaları üzerinden Amerika kıtasına ulaşmıştır. Araplar bu bitkiye “MUSA” adını verdiler. Daha sonraki yıllarda bitkiler türlerine göre isimlendirilirken MUSA SAPIENTIUM adı verildi. Muzgillere MUSACEAE adı verilir. Yabancı dillerdeki BANANA Arapça “parmak” anlamına gelen BANAN’ dan türetilmiş. Ayrıca Zaire’ nin Atlantik kıyısındaki liman kentlerinden birinin adı da BANANA dır. Tropik ve subtropik bölgelerde 9-10 ay içerisinde 4-5 metre boy atar. 10 metreye kadar büyüyen türleri de vardır. Muz meyvesinin 40 türü ve 250′ den fazla çeşidi vardır. Meyvesinin boyu 5 santimden yarım metreye kadar olan çeşitleri mevcut. Her muz bitkisinin üzerinde 10-20 arası meyve bulunan 10-15 muz hevengi bulunur. Bir muz bitkisi 100-200 adet ve 30-40 kilogram meyve verir. Bilinen meyvelik muzun haricinde “Kırmızı Muz”, “Elma Muzu” ve “Pişirmelik Muz” gibi çeşitleri vardır. Meyvelik muza BANANOS, pişirilen muza PLATANOS adı verilmektedir. Nisan ayında eski kökler sökülür, fideler dikilir. 15-20 yıl yoğun tarımı yapıldıktan sonra toprak bütün verimliliğini kaybeder. Türkiye’ ye ilk defa 1870 yılında süs bitkisi olarak getirildi. 1930 lardan sonra ekonomik amaçlı tarımına başlandı. 1950 lerde Türkiye’ deki üretim ve tüketim hızla arttı. 150 kilometrelik Alanya-Gazipaşa-Anamur sahili muz dikimi için ideal. Bu sahil şeridinde 1 milyondan fazla muz bitkisi yetiştiriliyor. Türkiye’de yetiştirilenler Güney Çin kökenli LADY FINGER türü muzlardır. Bu tür Tayland ve Kolombiya’da da yetişiyor. Türkiye’ye ithal edilen muzlar genellikle CAVENDISH türüdür.

Muzun Yetiştirildiği Yerler
En çok yetiştirildiği ülkeler; Guatemala, El Salvador, Nikaragua, Honduras, Costa Rica, Kolombiya ve Eguador dur.

Bunu da oku :  Yaban mersini

Muzun Faydaları
Vücudun ihtiyacı olan bütün maddeleri karşılar. Kemiklerin gelişmesini sağlar. Nekahat devresini kısaltır. Sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır. Müzmin kabızlık çekenler fazla yememelidir.

Muzu Nasıl ve Nerede Kullanacağız?
Muzu özellikle pastalarınıza, keklerinize lezzet, tat ve koku vermesi amacıyla değerlendirebilirsiniz. Yine kokteyllerinizde süsleme yaparken kullanabilir, meyve salatalarınızda kullanabilirsiniz.

Muzun Muhafaza Koşulları
14 ºC de %90 – %95 nem oranında muhafaza edilmelidir.

Muzun Ambalajı
Muzlar 18,5 kg’lık karton kolilerde piyasaya sunulmaktadır.

Muzun Besin Değerleri?
100 Gr. Muzda analizler
? Vitamin C 9 mg.
? Magnezyum 29 mg.
? Potasyum 4 mg.
? Kalsiyum 6 mg.
? Karbonhidrat 23 gr.
? Diyet Lif 2 gr.
? Protein 2 gr.

Muz bitkisi resimleri ve muz meyvesi resimleri için tıklayınız

Bu konuyu oyla
[Total: 1 Average: 5]
(Visited 313 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment